Ramazan ayı, tüm yenilikleri beraberinde getirdi. Önceki yıl yenilenen Fatih Camii, bu yıl bahçesini de yenileyerek Ramazana girdi. Değişen sadece Fatih Camii değil, Fatih ve çevresindeki sosyal ve fiziki çevre de değişiyor.
Fatih Camiine yakın, Malta Çarşısının hemen yanında oturuyorum. Birçok yerde olduğu gibi, Malta çarşısında sadece dükkanların tabelaları Arapça hale gelmedi; çok sayıda, Araplara, özellikle Suriyelilere ve tabii bu arada bizlere de hizmet sunan Araplar tarafından yeni dükkanlar açılmış durumda.
Küçük bakkallardan, Suriye’ye özgü tarzı ile meyve suyu satan yerleşik dükkanlara, Şam’ın Osmanlı kebapçısından tatlıcısına kadar farklı işletmeler ile birlikte kendinizi hem Fatih’in Osmanlı mirasının derinliklerinde hem de bir Arap ülkesindeymiş gibi hissedebiliyorsunuz. Herhangi bir huzursuzluk yok. Çok sayıda dükkanda hurma bulabiliyorsunuz. Çok sayıda dükkan kapılarını kaldırmış açık sergi çalışıyorlar.
Ramazan bütün Müslümanları kaynaştırmış durumda. Ramazanı, ağırlıklı olarak Fatih Camii ve çevresinde yaşıyorum. Gündüzleri yaşanan manevi atmosfere geceleri bambaşka bir görüntü ekleniyor.
Camide yaşanan manevi atmosfer dışında Fatih Camii bahçesi de, şimdi ışıl ışıl. Bahçesindeki, kuruduğu ve temele zarar verdiği gerekçesiyle kesilen çınarlar özlenmiyor da değil; ama şimdiki haliyle bahçede belirgin bir ferahlık ve çeşitlilik var. (İlgili haber için bak) Cami bahçesi gece yarısı dahi cıvıl cıvıl.
İstanbul demek, Fatih demek. Fatih demek İstanbul demek. Bu havayı sıklıkla özümsüyorum.
No responses yet